Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
She is forbidden to go out.
- Onun dışarı çıkması yasaklandı.
You are banned from entering this place.
- Bu yere giriş yasaklandı.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
The curfew begins at 7:00 p.m.
- Sokağa çıkma yasağı akşam 7.00'de başlar.
What time is your curfew?
- Sokağa çıkma yasağın ne zaman?
Over there, they don't say that it's prohibited. In fact, they say that it's mandatory.
- Orada, onlar onun yasak olduğunu söylemez. Aslında, onlar onun zorunlu olduğunu söyler.
They don't say that it's prohibited there. In fact, they say that it's mandatory.
- Onlar bunun orada yasak olduğunu söylemezler. Aslında onun zorunlu olduğunu söylerler.
In the U.S., it is illegal to torture people in order to get information from them.
- ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
The government is expelling illegal aliens as part of a crackdown.
- Hükümet yasadışı yabancıları yasaklamanın bir parçası olarak kovuyor.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Parking is prohibited here.
- Burada parketme yasaktır.
It used to be taboo for women to smoke.
- Kadınların sigara içmesi yasaktı.
Sami and Layla continued their illicit love relationship.
- Sami ve Leyla yasak aşk ilişkilerine devam ettiler.
My parents prohibited me from seeing Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.
Arms export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
This is a restricted area.
- Bu yasak bir alandır.