fabric-backed tape.
He wishes to have the senior, or old square-toes, backed; he longs to have his father on six men's shoulders; that is, carrying to the grave.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey değil.
Thank you for helping me with my homework.
- Ev ödevimde bana yardım ettiğin için teşekkür ederim.
The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
- Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
I was arrested for aiding in his escape.
- Onun kaçmasına yardım ettiğim için tutuklandım.
I helped my father yesterday.
- Dün babama yardım ettim.
I am always ready to help you.
- Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
They came to our assistance.
- Onlar bize yardım etmek için geldiler.
I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.