In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
- Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
Tom spent his entire life helping people.
- Tom bütün hayatını insanlara yardım ederek geçirdi.
She eagerly took a second helping of ice cream.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey değil.
Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
- Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
I was arrested for aiding in his escape.
- Onun kaçmasına yardım ettiğim için tutuklandım.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
Give help to anyone who needs it.
- Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
I would like you to assist me with my gardening.
- Benim bahçe işlerinde bana yardım etmeni istiyorum.
I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.