yarat

listen to the pronunciation of yarat
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) compose

A nation creates music — the composer only arranges it. - Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.

{f} created

Human beings are created to create things. - İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.

God created the world. - Allah dünyayı yarattı.

{f} creating

A young Kyrgyz woman, creating a miracle with her own hands in Moscow, amazed the Dagestanis. - Moskova’da kendi elleriyle bir mucize yaratan genç bir Kırgız kadın, Dağıstanlıları şaşırttı.

We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details. - Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.

create

If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands. - Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.

God created the world. - Allah dünyayı yarattı.

dizin yarat
(Bilgisayar) create index
etiket yarat
(Bilgisayar) create label
hemen yarat
(Bilgisayar) create soon
resim yarat
(Bilgisayar) create picture
burada atık yarat
(Bilgisayar) create scrap here
burada belge kısayolu yarat
(Bilgisayar) create document shortcut here
burada kısayol yarat
(Bilgisayar) create shortcut here
burada kısayollar yarat
(Bilgisayar) create shortcuts here
kuyruk yarat
(Bilgisayar) create queue
microsoft access formu yarat
(Bilgisayar) create microsoft access form
microsoft access raporu yarat
(Bilgisayar) create microsoft access report
zarf yarat
(Bilgisayar) create envelope
yarat
المفضلات