One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
I competed with him for the first prize.
- Birincilik ödülü için onunla yarıştım.
A fast child may win the race, but even a slow child can compete.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
Are you going to take part in the contest?
- Yarışmaya katılacak mısınız?
What's your favorite racing game?
- Gözde yarış oyunun nedir?
What did the racing driver say?
- Otomobil yarışçısı ne dedi?
I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
- Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.