One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
A fast child may win the race, but even a slow child can compete.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
Ten teams competed for the prize.
- On takım ödül için yarıştı.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
He was disqualified from taking part in the contest.
- O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
- Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
What did the racing driver say?
- Otomobil yarışçısı ne dedi?
The Yankees are running away with the pennant race.
- Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.
I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.