yapımcı

listen to the pronunciation of yapımcı
التركية - الإنجليزية
{i} producer

I'm a music producer. - Ben bir müzik yapımcısıyım.

Tom Jackson is the supervising producer. - Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.

producer (of a film, a television program)
manufacturer, producer, maker
manufacturer, producer " imalatçı; sin, producer" " prodüktör; producer" programcı
produced by
maker

The true makers of history are the masses. - Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.

Mary is a jewellery maker. - Mary bir mücevher yapımcısıdır.

manufacturer
co-producer
yapım
production

The production has visual appeal for the audience. - Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

yapım
civil work
yapım
processing
yapım
(Ticaret) product

The production has visual appeal for the audience. - Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

yapım
fabrication
yapım
make

I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes. - Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.

The true makers of history are the masses. - Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.

yapım
(Bilgisayar) build

The building is under construction. - Bina yapım aşamasındadır.

A new school building is under construction. - Yeni bir okul binası yapım aşamasında.

yapım
{i} making

My mother gave me a pair of gloves of her own making. - Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.

The new law was twelve months in the making. - Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.

yapım
manufacturing
yapım
construction

The house is now under construction. - Ev şimdi yapım aşamasında.

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

yapım
manufacture
yapım
design
yapım
med. anabolism
yapım
manufacture, manufacturing, production, making
yapım
construction, building
yapım
formation
yapım
programme [Brit.]
yapım
make up
yapım
production (of a film, a television program)
yapım
program
yapım
construction, building; manufacture, production" " imal; production prodüksiyon
yapım
{i} programme
التركية - التركية
Bir şeyin yapılmasında, ortaya konulmasında, gerçekleştirilmesinde emeği geçen kimse veya kuruluş, imalatçı
Bir filmin çevrilişiyle ilgili bütün yönetim işlerini üzerine alan, sermayesini veren kimse, prodüktör
Radyo, sinema programları düzenlemekle görevli kimse, programcı
çekimci
prodüktör
YAPIMCI
(Hukuk) Eser yapıcısı; prodüktör
Yapım
prodüksiyon
Yapım
imal
yapım
Anabolizma
yapım
Yapmak işi, inşa, imal
yapım
Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, produksiyon. Özümleme
yapım
Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal
yapım
Yapma işi, inşa, imal
yapım
Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, produksiyon
yapımcı
المفضلات