Sami was a movie producer.
- Sami bir film yapımcısıydı.
Tom Jackson is the supervising producer.
- Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.
According to the makers of the Oxford English Dictionary, there are over 800,000 words in the English language.
- Oxford İngilizce Sözlük'ün yapımcılarına göre İngilizce dilinde 800.000 'den fazla sözcük vardır.
Mary is a jewellery maker.
- Mary bir mücevher yapımcısıdır.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
Tom is a model maker.
- Tom bir maket yapımcısıdır.
I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes.
- Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.
A new school building is under construction.
- Yeni bir okul binası yapım aşamasında.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.
- Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
The house is now under construction.
- Ev şimdi yapım aşamasında.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.