I'm a music producer.
- Ben bir müzik yapımcısıyım.
Tom Jackson is the supervising producer.
- Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
Mary is a jewellery maker.
- Mary bir mücevher yapımcısıdır.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes.
- Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
A new school building is under construction.
- Yeni bir okul binası yapım aşamasında.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.
- Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
The new law was twelve months in the making.
- Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
The house is now under construction.
- Ev şimdi yapım aşamasında.
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.