Someone left a burning cigarette on the table.
- Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
- Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
People were screaming inside the blazing ship, and there was no way we could get to them to rescue them.
- İnsanlar yanan geminin içinde çığlık atıyordu ve onları kurtarabilmemizin hiç bir yolu yoktu.
Tom jumped out of the blazing plane.
- Tom yanan uçaktan atladı.
Tom is holding a lit candle in his right hand.
- Tom sağ elinde yanan bir mum tutuyor.
Tom entered the empty room and immediately noticed a lit cigarette in the ashtray.
- Tom boş odaya girdi ve hemen küllükte yanan bir sigara fark etti.