The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturdu.
I worked alongside Tom.
- Tom'la yan yana çalıştım.
The two houses stand alongside of each other.
- İki ev yan yana duruyor.
I'd like you to get two adjacent rooms.
- Yan yana iki oda almanı istiyorum.
The living room adjoins the dining room.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.
Germany adjoins Holland.
- Almanya, Hollanda'yla yan yana.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
They were walking two abreast.
- Onlar yan yana yürüyordu.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.