Besides English, she also speaks German.
- İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.
Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones.
- Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.
Television enlightens the viewers as well as entertains them.
- Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.
Michael speaks Japanese, not to mention English.
- Michael İngilizcenin yanı sıra Japonca da konuşur.
Jane can play the violin, not to mention the guitar.
- Jane gitarın yanı sıra keman çalabilir.
Besides that, I don't know how to dance.
- Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.
He speaks two languages besides English.
- İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
In addition to being a doctor, he is a writer.
- Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.
In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.
- Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.