Besides English, she also speaks German.
- İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.
Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?
- Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi?
He teaches mathematics as well as English.
- İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
He speaks German, not to mention English.
- İngilizcenin yanı sıra Almanca da konuşur.
Michael speaks Japanese, not to mention English.
- Michael İngilizcenin yanı sıra Japonca da konuşur.
Besides that, I don't know how to dance.
- Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.
He speaks two languages besides English.
- İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
In addition to English, he can speak French.
- İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir.
In addition to English, he speaks German.
- İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.
Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.