التركية - الإنجليزية
تعريف yalar في التركية الإنجليزية القاموس.
- or are
- ya
- {ü} o
- ya
- {e} at
- ya
- {e} to
- ya
- Yes./Yep./Yup./You're right./You said it!: "Hava soğuk." "Ya, öyle." "The weather's cold." "You're right."
- ya
- {ü} gosh
- ya
- lie
- ya
- ah
- ya
- used to emphasize a rhetorical question: Bu curcunada çalışılır mı ya? Who can possibly work in the midst of this bedlam?
- ya
- hi!
- ya
- what if
- ya
- {ü} ha
- ya
- what about?
- ya
- especially
- ya
- how about?
- ya
- you see!
- ya
- and
- yala
- {f} licking
Kissing a smoker is like licking an ashtray.
-Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.
Life is like licking honey off a cactus.
-Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.
- yala
- lick out
- yala
- lick off
- yala
- lick up
- yala
- {f} lick
You must absolutely not lick the floor.
-Kesinlikle zemini yalamamalısın.
He licked his fingers.
-O, parmaklarını yaladı.
- ya
- bar
- Bal tutan parmağını yalar
- (Atasözü) He who has something to do with a big deal will always draw some profit
- ya
- gee whiz
- ya
- yah
- ya
- or; especially; (but) what if; what about?, how about?
- ya
- gee
- ya
- Especially ...!: Canan'ın inceliği, iyi kalpliliği, yardımseverliği az kişide var; ya güzelliği! Few people are as sensitive, good-hearted, and helpful as Canan. And when it comes to looks, she puts them all in the shade!
- ya
- marry
- ya
- you know ...: "Kimden duydun?" "Hani fizik dersimizde o sarışın dilber var ya, işte o söyledi." "Who'd you hear it from?'' ''You know that blonde bombshell who's in our physics class? She told me." "Ayşe bugün gelmedi." "Hastaymış ya!" "Ayşe didn't come today." "Now you know we heard she was sick!"
- ya
- O ...!/Oh ...! (used to show strong emotion, especially exasperation): Ya Rabbi! O Lord!/O my God! Ya sabır! God give me patience!
- ya
- And what if ...?: Nebahat onu getirir diyorsun, ya getirmezse? You say Nebahat will bring it. But what if she doesn't?
- ya
- eh
- ya
- What about ...?/How about ...?: New York'u haziranda severim. Ya sen? I like New York in June. How about you? Sen iyisin be! Ya ben ne yapayım? You're sitting pretty, but what about me? What do I do?
- ya
- well
- ya
- used to emphasize a statement: Kör olası paranı aldın ya, benden daha ne bekliyorsun? You've gotten your damn money; what more do you want out of me? Sen beni ne zannediyorsun ya? Just who do you think I am? Söyle ya! Come on and say it! Alsana ya! Take some for heaven's sake! Ya, demek öyle. So that's the way it is, eh? Gelseydin ya! If only you'd come!
- ya
- wing
- ya
- och
- ya
- filter
- ya
- well, i declare
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف yalar في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- YA
- Youth Authority
- ya
- Go. (Spoken to horses and cattle.)
- ya
- Yeah, yes
- ya
- Eye dialect spelling of you
Yo homes, smell ya later!.
- YA
- young adult. you. pron. Ya Gyaw Ya lung River Ya lü Chiang
- ya
- Yet Another knock-knock joke, for example
- ya
- Yea
- ya
- Youth Apprenticeship
- ya
- already
- ya
- pron. (Informal) second person pronoun (singular and plural)
- ya
- This is the acronym used in the library field to identify books for young adults
- ya
- you
- ya
- arrow
- ya
- abbreviation for young adult - 13 to 22 - YA novels are usually between 20,000 to 45,000 words
- ya
- adjective, of
- ya
- [Yet Another] abbrev In hackish acronyms this almost invariably expands to {Yet Another}, following the precedent set by UNIX `yacc(1)' (Yet Another Compiler-Compiler) See {YABA}
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف yalar في التركية التركية القاموس.
- YA
- (Osmanlı Dönemi) Hey, ey!" mânasında nida olarak kullanılır. Arapçada başına geldiği kelimenin i'rabını ötre okutur. "Yâ-Halimu, Yâ-Rahimu" da olduğu gibi. Yâ, terkibli kelimelerin başına gelirse; baştaki kelimeyi "üstün" meftuh okutur. "Yâ Rabbe-l Âlemîn" de olduğu gibi."Yâ" üç şekilde kullanılır: 1- Müennes zamiri olur. Kübrâ $ Hüsnâ gibi.2- Harf-i inkâr olur.3- Harf-i tezkâr olur. Bu hâlde elifle olursa "Harf-i nidâ" dır. Bâzen te'kid için kullanılır: "Yâ Allah, Yâ Rabbi denildiği gibi. Bazen teessüf, istimdad ve istig
- Ya
- (Osmanlı Dönemi) KİDNE
- Ya
- (Osmanlı Dönemi) TIRM
- Ya
- (Osmanlı Dönemi) SA'NET
- ya
- Soru cümlelerinin başında kullanılır
- ya
- Birinden birinin olacağı sanılan iki iş için kullanılan bir bağlaç
- ya
- Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendirir
- ya
- Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirtir: "Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var."- M. Ş. Esendal
- ya
- Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildirir
- ya
- Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştirir, kuvvetlendirir: Yediydin ya
- ya
- Oturmuşum ya
- ya
- Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde o öge cümle dışına alınır ve başına bir "ya" getirilerek "hele, özellikle" anlamında kullanılır
- ya
- Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştirir, kuvvetlendirir: Yediydin ya. Oturmuşum ya
- ya
- Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılır
- ya
- Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde, asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirtir
- ya
- Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılır
- ya
- Bir şeyi onaylamada "evet" anlamında kullanılır
- ya
- Birtakım duyguları güçlendirmek amacıyla cümlenin başında veya sonunda kullanılır
- ya
- Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde, o öge cümle dışına alınır ve başına bir "ya" getirilerek "hele, özellikle" anlamında kullanılır
- ya
- çin mandarinlerinin veya aydınlarının yazdığı şiirlere verilen ad