If you see a man approaching you with the obvious intention of doing you good, you should run for your life.
- Sana faydalı olmak amacıyla sana yaklaşan bir adam görürsen, hayatın için koşmalısın.
There's a car approaching.
- Yaklaşan bir araba var.
Tom agrees that Mary should do most of the driving on their upcoming trip.
- Tom yaklaşan gezilerinde arabayı en fazla Mary'nin sürmesi gerektiği konusunda aynı fikirdedir.
He will pass the upcoming examination.
- Yaklaşan sınavı geçecek.
We want to wish you and your family all the joys of a coming New Year.
- Yaklaşan Yeni Yılın size ve ailenize neşe getirmesini dileriz.
In the film about the world coming to an end, death was certain within twelve hours.
- Sona yaklaşan dünya hakkındaki filmde, ölüm on iki saat içinde kesindi.
Your birthday is drawing near.
- Doğum günün yaklaşıyor.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
The story approximates to historical truth.
- Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.