yaşanabilir

listen to the pronunciation of yaşanabilir
التركية - الإنجليزية
habitable

All houses are supposed to be habitable. - Tüm evlerin yaşanabilir olması gerekiyor.

European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system. - Avrupalı ​​bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin çevresinde dolanan potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.

livable

After working hard all the weekend, finally we have a livable apartment! - Tüm hafta sonu sıkı çalıştıktan sonra, nihayet yaşanabilir bir daireye sahibiz.

inhabitable
yaşa
{f} live

Please tell me where you will live. - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II. - Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.

yaşa
{f} living

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

She is used to living alone. - Yalnız yaşamaya alışkın.

birlikte yaşanabilir
livable with
içinde yaşanabilir
livable in
yaşa
huzza
yaşa
Hurray!, Hooray!
yaşa
cheers
yaşa
long live

Long live the Tatoeba Project! - Çok yaşa Tatoeba Projesi!

Long live the Soviet Union! - Çok yaşa Sovyetler Birliği!

yaşa
viva
yaşa
whoopee
yaşa
hurray

Hurray! I have found it! - Yaşasın! Ben onu buldum!

yaşa
hooray
yaşa
hurrah
yaşa
know

Did you know that some foxes lived on this mountain? - Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?

Do you know where Miss Hudson lives? - Bayan Hudson'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?

yaşa
inhabit

What animals inhabit those islands? - Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?

Indians inhabited this district. - Yerliler bu bölgede yaşadılar.

yaşa
subsist
التركية - التركية

تعريف yaşanabilir في التركية التركية القاموس.

Yaşa
yaşasın
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir: "Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa."- T. Fikret
yaşanabilir
المفضلات