Let's go to loot the supermarket!
- Süpermarketi yağmalamaya gidelim!
If there's an earthquake, the stores will be looted.
- Deprem olursa mağazalar yağmalanacak.
We won't tolerate any looting.
- Herhangi bir yağmalamaya katlanmayacağız.
The Huns pillaged the village and burned it to the ground.
- Hunlar köyü yağmaladılar ve onu yakıp kül ettiler.
Sami and Layla pillaged Farid's house.
- Sami ve Leyla, Ferit'in evini yağmaladı.