There is a high chance of precipitation.
- Yüksek yağış olasılığı var.
Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.
- Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
They've had heavy rains for over a week.
- Bir haftadan daha fazla bir süredir şiddetli yağışlar vardı.
After the heavy rains, the river overflowed its banks.
- Sağanak yağışlardan sonra nehir yatağından taştı.
It has finally stopped snowing and has warmed up.
- Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.
Will it start snowing at noon or later?
- Öğleyin mi yoksa daha sonra mı kar yağışı başlayacak?
It began to snow heavily as I got off the train.
- Ben trenden inerken yoğun kar yağışı başladı.
It kept snowing all day.
- Bütün gün kar yağışı devam etti.
The town water supply was seriously obstructed by heavy rainfalls.
- Kasaba su ikmali ağır yağışlar tarafından ciddi şekilde engellendi.
We anticipate a heavy rainfall tomorrow.
- Yarın şiddetli yağış bekliyoruz.
I bought a bottle of salad oil.
- Bir şişe salata yağı aldım.
Oil and water don't blend.
- Su ve yağ birbirine karışmaz.
This is a rather fatty cut of meat.
- Bu oldukça yağlı bir et parçası.
You had better cut out the fat.
- Yağı kesip çıkarsan iyi olur.
The machine was clogged with grease.
- Makine, yağdan tıkanmış.
Imitation is the sincerest form of flattery.
- Taklit en samimi yağcılık biçimidir.
Flattery won't get you anything.
- Yağcılık sana hiçbir şey getirmeyecek.
The track meet was called off on account of the heavy rain.
- Atletizm karşılaşması yoğun yağış nedeniyle iptal edildi.
The dam burst owing to the heavy rain.
- Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.
Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.
- Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.