yağ,yağ

listen to the pronunciation of yağ,yağ
التركية - الإنجليزية
{i} oil
An oil painting

Yet, in another way, I was unable to put Picasso's oils in the same class as Cezanne's, or even (which will no doubt shock many readers) as Renoir's.

Liquid fat
to grease with oil for cooking
Oil is a smooth, thick liquid, often with a pleasant smell, that you rub into your skin or add to your bath. Try a hot bath with some relaxing bath oil
Hydrocarbon based liquid commonly found in the pores of sedimentary rocks of marine origin
cover with oil, as if by rubbing; "oil the wooden surface"
administer an oil or ointment to ; often in a religious ceremony of blessing
Petroleum-based liquid used as fuel or lubricant
Oil is a mixture of hydrocarbon fractions, C2 to C14 aliphatic chains and a small amount of aromatic compounds
defined under several statutes including the Clean Water Act (CWA) and the Oil Pollution Act of 1990 (OPA) As a result, overlapping regulatory interpretations exist For this reason, the U S EPA and the U S Coast Guard are currently developing a nationally consistent program policy and methodology for facilities to determine whether a given substance is considered an oil under the existing CWA Under the CWA, the definition of oil includes oil of any kind and any form, such as petroleum and nonpetroleum oils Generally, oils fall into the following categories: crude oil and refined petroleum products, edible animal and vegetable oil, other oils of animal or vegetable origin, and other nonpetroleum oils
a mixture of hydrocarbons formed by the deposition of dead plant, animal, and marine microorganism matter in or near marine sedentary basins
the mechanic systems run on oil to smear the gears The Stafsferja has an advanced method to spread the oil in the systems
Ontology Inference Layer or Ontology Interchange Language - a standard for specifying and exchanging ontologies [source] A web-based representation and inference layer for ontologies [source] See also DAML+OIL
In food processing a natural or processed edible fat which is normally liquid under existing climatic or storage conditions
One of three kinds of substances: (1) mineral oils, such as crude oil from petroleum, which are mixtures of hydrocarbons; (2) animal and vegetable oils, such as corn oil, which are mixtures of triglycerides; and (3) essential oils or perfumes from plants
to lubricate with oil
Applied after pickling or temper rolling to assist customer handling by minimizing inter-wrap gouging, improve lubricity and provide a more rust resistant product
If you oil something, you put oil onto or into it, for example to make it work smoothly or to protect it. A crew of assistants oiled and adjusted the release mechanism until it worked perfectly
When relating to a liquid-filled transformer, refers to mineral oil
Thick viscous substance poured by sailors on troubled waters in former times, but now more frequently on troubled beaches, troubled marshes and troubled seabirds
yağ
oil

Oil and water don't blend. - Su ve yağ birbirine karışmaz.

4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter. - 4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.

yağ
fat

I don't like a fat diet. - Yağlı bir diyeti sevmiyorum.

The body converts extra calories into fat. - Vücut ekstra kaloriyi yağa dönüştürür.

yağ sürmek
butter
yağ sürmek
anoint
yağ bağlatan
fattening
yanmiş yağ
yanmiş oil
yağ alma
(Mühendislik) Degreasing
yağ bağlamak
fatten
yağ doku
adipose tissue
yağ göstergesi
oil gauge
yağ kabı
oilcan
yağ kandili
oil lamps
yağ karteri
sump
yağ kesesi
fat sac
yağ tankı
oil tank
yağ yakmak
flatter
yağ çekme
flatters
yağ çözücü
Degreaser
yağ
oil; fat; grease; tallow; suet
yağ
tallow
yağ
auto. motor oil; lubricating grease
yağ
(cooking) oil; shortening; grease; fat; lard; butter; margarine, oleo, oleomargarine
yağ
grease

The machine was clogged with grease. - Makine, yağdan tıkanmış.

yağ
oil; fat; grease; lubricant; ointment; mineral/vegetable oil; attar, essential oil; flattery, blarney
yağ
adipose
yağ
slush
yağ asidi
fatty acid
yağ asitleri
fatty acids
yağ asitleri chem
fatty acids
yağ ayırıcı
oil separator
yağ bal olsun. I hope you enjoy(ed) it
(said to someone eating or drinking)
yağ banyosu
oil bath
yağ basmak
1. to fill (a container) with fat, grease, or butter. 2. to get fat
yağ basıncında bir sorun var
There is something wrong with the oil pressure
yağ basınçölçeri/ basınç manometresi oil gauge
(pressure gauge for oil)
yağ bağlamak
1. to get fat. 2. (for oil, fat, or grease floating on a surface) to congeal
yağ bağlamak
to put on fat
yağ bağlatmak
fat
yağ bağlatmak
fat up
yağ bağlatmak
tallow
yağ bezesi
wen
yağ bileziği
oil ring
yağ birikintisi
(denizde) oil slick
yağ boruları
oil lines
yağ borusu
oil pipe
yağ brülörü
oil-burner
yağ bulaştırmak
smear
yağ contası
grease seal
yağ deflektörü
oil slinger
yağ dejenerasyonu
fatty degeneration
yağ deliği
oil hole
yağ deposu
oil tank
yağ deposu
oil pan
yağ değirmeni
oil mill
yağ değiştirme
oil change
yağ düzeyi
oil-level
yağ filtresi
oil filter
yağ filtresi tablası
oil filter base
yağ freni
oil brake
yağ geçirmez
greaseproof
yağ gibi gitmek/kaymak
(for a vehicle) to ride smoothly, have a smooth ride
yağ giderici madde
degreasing agent
yağ giderme
degreasing, desuinting, scouring
yağ gösterge lambası
(Otomotiv) oil pressure warning light
yağ göstergesi çubuk
dipstick
yağ haznesi
oil pan
yağ haznesi
oilcup
yağ itici
oil repelling
yağ içeren
sebaceous
yağ kabı
oilcup
yağ kanalı
oil duct, oil line
yağ karteli
sump
yağ karteri
oil pan
yağ karteri
oilpan, sump
yağ katarak kıvamına getirmek
(un vb.) shorten
yağ keçesi
oil seal
yağ kutusu
grease box
yağ kutusu mech
crankcase
yağ lambası
oil lamp
yağ lekeli
oil stained
yağ lekesi
oil stain
yağ lekesi olmuş
oil stained
yağ manifoldu
oil manifold
yağ miktarı
fat content
yağ oluğu
oil groove
yağ pompası
oil pump
yağ püskürtme
oil spray
yağ rezervuarı
oil reservoir
yağ segmanı
oil ring, oil control ring
yağ seviyesi
oil level
yağ sifonu
grease trap
yağ siperi
oil catcher
yağ soğutmalı
oil cooled
yağ soğutucusu
oil cooler
yağ sürme
greasing
yağ sürme
(vücut) unction
yağ sürmek
to butter (bread)
yağ sürmek
grease
yağ sürmek
baste
yağ sürülme
greasing
yağ süzgeci
oil filter
yağ süzgeci auto
oil filter
yağ sıyırma segmanı
scraper ring
yağ sızdırmaz
greaseproof
yağ sıçratmak
sputter
yağ tabakası
layer of fat
yağ tabancası
oil gun
yağ tekneciği
oil trough
yağ toplayıcı
oil collector
yağ tortusu
oil cake
yağ tortusu
oil sludge
yağ tulumu
obese
yağ tulumu
fatty
yağ tulumu
very fat person, tub of lard
yağ tutucusu
oil retainer
yağ veren
oleaginous
yağ yapmak
crawl
yağ yedirmek
to rub oil into (something), oil
yağ yolu
oil line
yağ yönlendirme halkası
(Otomotiv) oil slinger ring
yağ yönlendirme plakası
(Otomotiv) oil deflecting plate
yağ çeken
oleophilic
yağ çekmek
blandish
yağ çekmek
beslobber
yağ çekmek
to flatter, butter up; to lay it on
yağ çekmek
shine up to
yağ çekmek
toady
yağ çekmek
palaver
yağ çekmek
oil
yağ çekmek
lay it on thickly
yağ çekmek
butter up
yağ çekmek
blarney
yağ çekmek
to flatter, to butter sb up, to crawl (to sb), to play up to sb, to lick sb's boots, to lick sb's arse, to bow and scrape, to fawn on sb, to suck up (to sb)
yağ çekmek
beslaver
yağ çubuğu
oil dipstick
yağ çubuğu auto
dipstick
yağ çözücü
fat solvent
yağ ölçme çubuğu
dipstick
atık yağ
Used oil
madeni yağ
mineral oil
bitkisel yağ
vegetable butter
bitkisel yağ
herbal oil
dökme kabı (sirke, yağ vb)
caster
erimek (yağ)
run
erimiş yağ dökmek
baste
hidrolik yağ
(Otomotiv) hydraulic fluid
kutsal yağ sürmek
anoint
mineral yağ
kerosene
mineral yağ
petrolatum
sade yağ
(Gıda) plain butter
sentetik yağ
synthetic oil
siyah yağ
(Çevre) black oil
trans yağ asidi
(Gıda) trans fatty acid
atık yağ
(Enerji Üretimi) Waste cooking oil
zeytin yağ
olive oil
benzin, yağ ve yağlayıcı maddeler
(Askeri) petroleum, oil, and lubricants
biraz yağ alabilir miyim
May I have some oil
bitkisel yağ
vegetable tallow
bitkisel yağ endüstrisi
vegetable oil industry
ekmeğine yağ sürmek
to play into sb's hands
ekmeğine yağ sürmek
play into smb.'s hands
elektrikli yağ alma
electrolytic degreasing
elektrikli yağ giderme
electrolytic degreasing
hafif yağ
light oil
hayvan yağından yapılan sıvı yağ
oleo oil
hayvansal yağ
animal fat
hidrolik yağ
hydraulic oil
hızlı yağ
fast oil
karşılıklı yağ çekme
back scratching
karşılıklı yağ çekme
back slapping
kasapa et/yağ borcu mu var?/a et/yağ borcu yok ya
(Konuşma Dili) He is getting too fat
katı yağ
solid lubricant
kullanılmış yağ
waste oil
kurutucu yağ
drying oil
kutsal yağ
unction

The priest administered Extreme Unction. - Rahip kutsal yağ sürme ayinini yönetti.

kutsal yağ sürmek
(vaftiz vb.) anoint
kutsal yağ şişesi
ampulla
madeni yağ
rock oil
petrol sıvı yağ
(Askeri) petroleum-oil-lubricant
programlı yağ örnekleri
scheduled oil sample
sabit yağ
fatty oil
silikon yağ
silicone grease
suyun üzerindeki yağ tabakası
oil slick
sıcak yağ manikürü
hot oil manicure
taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz
(Konuşma Dili) It's easier to squeeze blood out of a turnip than to get money out of him
temizleyici yağ
detergent oil
una katılan yağ
shortening
yemeklik sıvı yağ
(Gıda) edible oil
yemeklik yağ
(Gıda) cooking oil
yüreki yağ bağlamak
to feel very pleased (about), feel as pleased as Punch (about)
zeytin yağ
sweet oil
التركية - التركية

تعريف yağ,yağ في التركية التركية القاموس.

yağ erimesi
(Tıp, İlaç) Lipoklazi: Yağın erimesi, yağın çözülerek parçalanması
yağ
Birleşiminde stearik, oleik, palmitik asitlerle gliserin bulunan ve bunların oranlarına göre kıvamları değişen bitkisel veya hayvansal madde
yağ
Vücudun, atılması gereken amonyak, üre gibi bazı maddelerini içine alarak deriden sızan ve ter kokusunu veren madde
yağ
Birleşiminde stearik, oleik, palmitik asitlerle gliserin bulunan ve bunların oranlarına göre kıvamları değişen bitkisel veya hayvansal madde: "Yağ gelen yerden bal esirgenmez."- Atasözü
yağ
Vazelin, mazot gibi fizik nitelikleriyle yağları andıran ve sanayide kullanılan mineral madde: "Yağı tükenmiş motor gibi duraklamış, kalmıştı."- E. E. Talu
yağ
Güzel kokulu bitkilerden çıkarılan uçucu, kokulu ve sıvı madde
yağ
Vazelin, mazot gibi fizik nitelikleriyle yağları andıran ve sanayide kullanılan mineral madde
yağ
Itırlı bitkilerden çıkarılan uçucu, kokulu ve sıvı madde
yağ bezi
Yağ bezleri
yağ bezleri
İçinde yağ bulunan veya yağ salgılayan bezler
yağ doku
Vücutta yağ tabakalarını oluşturan doku
yağ göstergesi
Motorlu araçlarda yağın olup olmadığını gösteren alet
yağ hücresi
Özünde yağ bulunan hücre
yağ kesesi
Vücudun bir yerinde oluşan beze
yağ kutusu
Makine ve otomobiller aksamında yağ ihtiyacını karşılayan kutu
yağ küpü
bakınız: yağ tulumu
yağ mantısı
Hamuru kalın ve çay tabağı büyüklüğünde bohçalar hâlinde hazırlanan, bol yağlı olarak pişirilen bir tür mantı
yağ marulu
Yabanî marul
yağ taşı
Araçların kesici ağızlarını bilemede gaz yağı, mazot veya zeytinyağı sürülerek kullanılan doğal taş
yağ tulumu
Çok semiz
yağ yakıt
Ham petrolun damıtılması sonunda elde edilen ve yakıt olarak kullanılan ürün, fuel-oil
yağ çubuğu
Motorlu araçlarda motorun yağ seviyesini kontrol etmeye yarayan ve özel göstergesi bulunan ince çubuk
yağ şalgamı
bakınız: küçük şalgam
abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır
(deyim) Kimi görgüsüz ve eğitimsiz kimseler bir rastlantı sonucu lâyık olmadıkları önemli bir işin başına geçseler ya da bir mevki elde etseler, aptalca davranmaya, o yerin adamı gibi görünmeye ve böbürlenmeye başlarlar. Dahası, bunun kendi hakları olduğunu da ileri sürerler
ağır yağ
Kalın yağ
katı yağ
Don yağı, parafin gibi normal sıcaklıkta iken katı durumda bulunan yağ
sarı yağ
Tereyağı
yağ,yağ
المفضلات