Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't.
- Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.
The bear began tearing at the tent.
- Ayı çadırı yırtmaya başladı.
Tearing money up is a crime, but tearing checks up isn't.
- Para yırtmak suçtur ama çekleri yırtılmak suç değildir.
You'll have to get off at the bank and take the A52.
- Bankada paçayı yırtmak ve A52 yi almak zorundasın.
I'm going to rip up this piece of paper.
- Bu kağıt parçasını yırtacağım.
I see a page has been torn out of this book.
- Bu kitaptan yırtılmış bir sayfa görüyorum.
Someone has torn two pages out of this book.
- Birisi bu kitaptan iki sayfa yırttı.
She tore the letter up after reading it.
- O, mektubu okuduktan sonra yırttı.
The actress tore up her contract angrily.
- Aktris sözleşmesini öfkeyle yırttı.
This cloth tears easily.
- Bu kumaş kolay yırtılır.
Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
- Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?