His clothes are worn out.
- Onun elbiseleri yıpranmış.
I will have to get rid of this worn-out carpet.
- Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım
The shoes are worn out.
- Ayakkabılar yıpranmış.
His overcoat is worn out.
- Onun paltosu yıpranmış.
The shoes are worn out.
- Ayakkabılar yıpranmış.
His clothes are worn out.
- Onun elbiseleri yıpranmış.
That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
- Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
The cuffs of his suit jacket are badly frayed.
- Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.
That extension cord looks dangerous to me. You see where it's frayed there?
- Bu uzatma kablosu bana tehlikeli gibi görüyor. Nereden yıprandığını görüyor musun?
The cuffs of his suit jacket are badly frayed.
- Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.