التركية - الإنجليزية
تعريف yıldızı في التركية الإنجليزية القاموس.
- starred
- starry
- yıldız
- star
Many nights did he spend, looking up at the stars.
-O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
The twelve stars on the flag of the European Union do not symbolize the twelve founding members of the union. They symbolize the Twelve Apostles.
-Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.
- yıldızı parlamak
- to be lucky
- yıldızı parlamak
- be lucky
- yıldızı parlamak
- boom
- yıldızı parlamak
- lucky
- yıldızı çok olan
- starry
- yıldızı barışmama
- aversion
- yıldızı barışmamak
- never get along with
- yıldızı dişi
- (someone) who is well liked by everybody
- yıldızı düşkün
- ill-starred, unlucky
- yıldızı parlamak
- flourish
- yıldızı parlamak
- for (one's) star to be on the rise, for fortune to be on one's side
- yıldızı parlamak
- be in the ascendent
- yıldızı parlamak
- flash
- yıldızı parlamak
- be in the ascendant
- yıldızı parlamak
- to be lucky, to boom
- yıldızı parlamak
- blaze
- yıldızı parlayan
- (Konuşma Dili) in the ascendant
- yıldızı sönmek
- 1. to fall from favor. 2. (for a once-famous person) to become forgotten
- yıldızı sönmek
- fall from favour
- yıldızı sönmek
- to be washed up
- kutup yıldızı
- polar star
- kuzey yıldızı
- polar star
- bahar yıldızı
- (Botanik, Bitkibilim) gypsophila
- deniz yıldızı
- (Denizbilim) common starfish
- kutup yıldızı
- (Turizm) north star
- kutup yıldızı
- polestar
- kutup yıldızı
- (Astronomi) loadstar
- kuzey yıldızı
- polestar
- kuzey yıldızı
- polaris
- kuzey yıldızı
- north star
- sabah yıldızı
- phosphorus
- sabah yıldızı
- daystar
- sabah yıldızı
- (Astronomi) hesperus
- sabah yıldızı
- the morning star
- yıldız
- etoile
- yıldız
- sidero-
- yıldız
- (Askeri) north
Look, it's the North Star.
-Bak, o, Kuzey Yıldızı.
The North Star is very easy to find.
-Kuzey yıldızını bulmak çok kolaydır.
- yıldız
- (Bilgisayar) asterisk
They don't know how to use an asterisk.
-Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.
The footnotes are marked with an asterisk.
-Dipnotlar yıldız işareti ile işaretlenmiştir.
- yıldız
- (Botanik, Bitkibilim) dahlia
- yıldız
- (Botanik, Bitkibilim) dahlia variabilis
- yıldız
- (Botanik, Bitkibilim) aster
Clyde Tombaugh also discovered several star clusters, a comet and more than a hundred asteroids.
-Clyde Tombaugh ayrıca farklı yıldız kümeleri, bir kuyruklu yıldız ve yüzden fazla asteroid keşfetti.
The footnotes are marked with an asterisk.
-Dipnotlar yıldız işareti ile işaretlenmiştir.
- yıldız
- ace
- Sabah yıldızı
- Venus
- nötron yıldızı
- (Astronomi) neutron star
- yıldız
- celestial body
Tom doesn't know what a star is and what a celestial body is.
-Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.
- yıldız
- aster, celestial body
- ülker yıldızı
- countries was the star
- Aldebaran yıldızı
- Aldebaran
- Büyük köpek burcunun en parlak yıldızı
- Dog Star
- Sabah yıldızı
- morning star
- Sabah yıldızı
- Lucifer
- Ucay yıldızı
- pole star
- akşam yıldızı
- evening-star
- ayar yıldızı
- standard star
- bağlantı yıldızı
- reference star
- bronz hizmet yıldızı rozeti
- (Askeri) service star
- büyükayının iki büyük işaret yıldızı
- pointer
- dayanak yıldızı
- comparison star
- film yıldızı
- film star
- film yıldızı
- movie star, film star
- gece yıldızı
- night star
- gecenin yıldızı olmak
- (deyim) top the bill
- ikizler burcunun yıldızı
- castor
- ikizlerevi (yıldızı)
- (Astronomi) betelgeuse
- kastor (yıldızı)
- (Astronomi) castor
- kutup yıldızı kaydedicisi
- (Meteoroloji) pole star recorder
- polluks (yıldızı)
- (Astronomi) pollux
- referans yıldızı
- reference star
- rütbe yıldızı
- pip
- sabah yıldızı
- the morning star, Venus
- seher yıldızı
- daystar
- televizyon yıldızı
- television star
- televizyon yıldızı
- tv star
- yıldız
- (Denizcilik) north wind
- yıldız
- (Denizcilik) north
- yıldız
- astral
- yıldız
- (one's) star, (one's) fortune
- yıldız
- sidereal
- yıldız
- planetary
- yıldız
- star performer, star
- yıldız
- star; asterisk; ace; astral, sidereal, stellar
- yıldız
- asterisk, star (reference mark)
- yıldız
- sidero
- öncü (yıldızı)
- (Astronomi) procyon
- ülker burcunun yedi yıldızı
- Pleiades
- şans yıldızı
- lucky star
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف yıldızı في التركية التركية القاموس.
- yıldızı dişi
- Herkesçe sevilen, sempatik
- yıldızı düşük
- Şanssız, talihsiz; gözden düşmüş
- kuzey yıldızı
- (Astronomi) Gök küresinin kutbuna en yakın olan Küçükayı denilen takım yıldızın en ucunda bulunan, kuzeyi belirleyen durağan yıldız, Demirkazık, Kutup Yıldızı
- Akşam Yıldızı
- Venüs, Çulpan
- Kervan Yıldızı
- Çoban Yıldızı
- Kutup Yıldızı
- Gök küresinin kutbuna en yakın olan Küçükayı denilen takım yıldızın en ucunda bulunan, kuzeyi belirleyen durağan yıldız, Demirkazık, Kuzey Yıldızı
- Kuzey Yıldızı
- Kutup Yıldızı
- Yıldız
- (Osmanlı Dönemi) KEVKEB
- Yıldız
- sitare
- Yıldız
- (Osmanlı Dönemi) AHTER
- Yıldız
- kevkep
- Yıldız
- (Osmanlı Dönemi) CİRM
- Yıldız
- (Osmanlı Dönemi) BÜRC
- Yıldız
- KUZEY
- film yıldızı
- Sinema dünyasında çok ünlü olan oyuncu, star
- kapak yıldızı
- Resimli dergilerin kapak sayfaları için fotoğrafı çekilen ünlü kimse
- yıldız
- Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse
- yıldız
- Gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri
- yıldız
- Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse: "Cebirde, geometride, fizikte sınıfımızın yıldızı idim."- Y. Z. Ortaç
- yıldız
- Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tiplerince mum ya da ışık anlamında kullanılan sözcük
- yıldız
- Yıldız biçiminde olan
- yıldız
- Sinema ve müzikhol sanatçısı, star
- yıldız
- Sinema ve müzikhol sanatçısı, star: "Bir keresinde de bir yerli opera yıldızımız gelmişti."- H. Taner
- yıldız
- Güneş ve ay dışında gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri: "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük."- Y. K. Beyatlı
- yıldız
- Bir noktadan çevreye doğru çekilmiş birçok kısa çizgiden veya üçgenden oluşan şekil
- yıldız
- Baht, şans, talih
- yıldız
- Kuzey yönü
- yıldız
- Kuzeyden esen rüzgar
- Çoban Yıldızı
- Merkür'den sonra Güneş'e en yakın olan gezegen, Çulpan, Kervankıran, Kervan yıldızı, Venüs, Zühre
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف yıldızı في الإنجليزية التركية القاموس.
- kuyruklu yıldızı
- Comet