yıldırılmak

listen to the pronunciation of yıldırılmak
التركية - الإنجليزية
to be terrorized
to be daunted; to be intimidated; to be cowed
yıl
year

I saw a movie for the first time in two years. - İki yılda ilk kez bir film izledim.

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

yıl
(Bilgisayar) years

I saw a movie for the first time in two years. - İki yılda ilk kez bir film izledim.

He has been in Japan for three years. - O üç yıldır Japonya'da.

yıl
(Bilgisayar) yrs
yıl
(Bilgisayar) yr
yıl
twelvemonth
yıl
year sene
yıl
sun

This year New Year's Day falls on Sunday. - Bu yıl, Yeni Yıl Pazar gününe denk geliyor.

As the sun rose, the stars faded away. - Güneş doğduğunda, yıldızlar kayboldu.

yıl
period of 365 days
yıl
period of 12 months
التركية - التركية
Yıldırmak işine konu olmak
yıl
Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene: "Yıl 1919 / Mayısın on dokuzu / Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor."- C. S. Erozan
Yıl
sene

Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış. - Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.

Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum. - Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.

yıl
Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım suresine o gezegenin adı ile kullanılarak yıl denir
yıl
Yer yuvarlağının, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre: "Kırkı atlayalı birkaç yıl oldu."- H. E. Adıvar
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre
yıl
Ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
yıldırılma
Yıldırmak işi
yıldırılmak
المفضلات