yıkanma

listen to the pronunciation of yıkanma
التركية - الإنجليزية
{i} washing

The floor is so dirty that It requires washing. - Zemin o kadar kirli ki yıkanması gerekir.

This shirt wants washing. - Bu gömlek yıkanmak istiyor.

{i} wash

Would you like it washed? - Onun yıkanmasını ister misin?

Your hands need to be washed. - Ellerinin yıkanması gerekir.

ablution
bath

Did you know that in Japan, if you have a tattoo, you won't be allowed to bathe in many of the hot spring resorts? - Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?

I want to bathe in the sea. - Denizde yıkanmak istiyorum.

scour
toilet
bathing
ablutions
yıkanmak
bath

I want to bathe in the sea. - Denizde yıkanmak istiyorum.

It is dangerous to bathe in this river. - Bu nehirde yıkanmak tehlikelidir.

yıkanmak
{f} wash

The shirt is very dirty. Before you go to school, it has to be washed. - Gömlek çok kirli. Sen okula gitmeden önce, o yıkanmak zorunda.

I want to wash up first. - İlk olarak yıkanmak istiyorum.

yıkanmak
take a bath

She undressed to take a bath. - O, yıkanmak için soyundu.

yıkanmak
wash oneself
yıkanmak
wash up

It always feels great to wash up. - Yıkanmak her zaman harika hissettirir.

I want to wash up first. - İlk olarak yıkanmak istiyorum.

yıka
{f} washing

That shirt is very dirty. It needs washing before you go to school. - O gömlek çok kirli. Okula gitmeden önce yıkanılması gerek.

Tom doesn't like washing dishes. - Tom bulaşık yıkamayı sevmez.

yıka
lave
yıka
{f} washed

Everybody washed in the kitchen. - Herkes mutfakta yıkandı.

She washed her dirty hands before the meal. - O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.

yıka
{f} wash

Can you help me wash these dishes? - Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?

While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants. - Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

yıkanmak
take a bathroom
yıkanmak
freshen up
yıkanmak
have a bathroom
yıkanmak
(for film) to be developed
yıkanmak
to wash oneself; to take a bath, bathe, Brit. bath
yıkanmak
bathe

Some boys don't like to bathe regularly. - Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar.

I want to bathe in the sea. - Denizde yıkanmak istiyorum.

yıkanmak
to be washed; to be bathed; to be laved; to be laundered
yıkanmak
clean oneself
yıkanmak
to be washed; to wash oneself; to have a bath; to bathe; (film) to be developed
yıkanmak
splash
yıkanmak
lave
yıkanmak
ablute
التركية - التركية
Yıkanmak işi
Yıkanmak işi: "... soğuk sularında yıkanmaya alıştığım için, ben denizde daima bir serinlik var sanırdım."- R. H. Karay
çıpı çıpı
Yıkanmak
çimmek
Yıkanmak
hamam yapmak
Yıkanmak
banyo yapmak
Yıkanmak
yunmak
yıkanmak
Yıkama işi yapılmak veya yıkama işine konu olmak
yıkanmak
Yıkamak işi yapılmak veya yıkamak işine konu olmak
yıkanmak
Kendi vücudunu yıkamak, banyo yapmak
yıkanma
المفضلات