Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
- Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
They caused an untold amount of death and destruction.
- Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
The devastation in Kobe was as terrible as I had imagined.
- Kobe'nin yıkımı sandığım kadar kötüydü.
The devastation in Kobe was as terrible as I had imagined.
- Kobe'nin yıkımı düşündüğüm kadar kötüydü.
They caused an untold amount of death and destruction.
- Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
The war brought about death and destruction in the city.
- Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
This was the first time Tom had ever seen a demolition derby.
- Bu Tom'un şimdiye kadar gördüğü ilk yıkım derbiydi.
Well over three thousand people signed to prevent the demolition of this historic building.
- Bu tarihi binanın yıkımını önlemek için üç binin oldukça üzerinde kişi imza attı.
Idleness leads to ruin.
- Tembellik yıkıma yol açar.
The war brought ruin to the country.
- Savaş ülkeye yıkım getirdi.
patlatıcı kullanarak yıkım.