yüreğinde

listen to the pronunciation of yüreğinde
التركية - الإنجليزية
deep down
inpetto
yürek
heart

The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years. - Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.

I thanked him from the bottom of my heart. - Ona yürekten teşekkür ettim.

yürek
stomach
yürek
guts

It took guts to do what Tom did. - Tom'un yaptığını yapmak yürek isterdi.

yürek
pluck
yürek
spunk
yürek
courage

Tom is really courageous, isn't he? - Tom gerçekten yürekli, değil mi?

Tom was amazingly courageous. - Tom inanılmaz yürekliydi.

yürek
spirit
yürek
pity, compassion
yürek
heart, heartstrings, emotions
yürek
prov. stomach, belly
yürek
audacity
yürek
courage, stoutheartedness, guts
yürek
heart, ticker " kalp; courage, guts" " cesaret; stomach" mide, karın, iç
yürek
ticker
yürek
breast
التركية - التركية

تعريف yüreğinde في التركية التركية القاموس.

yürek
İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, yürek biçiminde olanı, kupa
yürek
Bazı deyimlerde "hiçbir gizli, art düşüncenin karışmamış olduğu duygu" anlamını verir: "Savaş için en doğru kararları Meclisin verebileceğine yürekten inananlar vardı."- T. Buğra
yürek
Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül: "Fazıla Hanımın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu."- S. F. Abasıyanık
yürek
Göğüs boşluğunda, iki akciğerin arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, kalp
yürek
Kalp
yürek
Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret
yürek
Acıma duygusu
yürek
Mide, karın, iç
yürek
Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül
yürek
Bazı deyimlerde "hiçbir gizli, art düşüncenin karışmamış olduğu duygu" anlamını verir
yürek
Acıma duygusu: "Ona merhume demek bile yürek parçalayıcı bir şeydir."- R. N. Güntekin
yürek
Mide, karın, iç: "Ayşe Hanım, kahveciden limon şekeri almış, yürek ferahlatır diye uzatıyor."- S. M. Alus. İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, yürek biçiminde olanı, kupa
yüreğinde
المفضلات