yürüyen

listen to the pronunciation of yürüyen
التركية - الإنجليزية
walking

He is, so to speak, a walking dictionary. - Tabiri caizse, o yürüyen bir sözlüktür.

The girl walking with Ken is May. - Ken ile yürüyen kız May'dir.

person who is going on foot; walker
(someone) who is walking; (an animal) that is walking
marcher
yürüyen merdiven
escalator

The people who are not in a hurry stand on the right side of the escalator. - Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.

My shoelace got caught in the escalator. - Benim ayakkabı bağcığım yürüyen merdivene takıldı.

yürüyen dalga
travelling wave
yürüyen kaldırım
travellator
yürüyen kimse
walker
yürüyen kimse
walker on
yürüyen kum
shifting sands
yürüyen merdiven
escalator, moving staircase
yürüyen merdiven
moving stairway
yürüyen skala
sliding scale
yürüyen ve konuşan oyuncak bebekleriniz var mı
Do you have any dolls that walk and talk
yürü
{f} walk

I'm too tired to walk. - Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

She was so tired that she couldn't walk. - Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.

yürü
{f} walking

Walking from the station to the house takes only five minutes. - İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.

Walking is good exercise. - Yürümek iyi egzersizdir.

yürü
{f} tread

In order to swim, you have to learn to tread water first. - Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.

yürü
trod
yürü
trodden
yürü
walk out

Do not walk outside this area. - Bu alanın dışında yürümeyin.

yürüyen merdiven
moving staircase
giden, yürüyen
Those who walk
yürü
amble
bando önünde yürüyen kız
majorette
dikkatsizce yürüyen kimse
jaywalker
hafif adımlarla yürüyen
tripping
ikişer ikişer yürüyen öğrenciler
crocodile
ileriye yürüyen dalga
(Elektrik, Elektronik,Teknik) forward wave
menüyle yürüyen
menu-driven
rahvan yürüyen at
ambler
tabanına basarak yürüyen
plantigrade
tabanına basarak yürüyen hayvan
plantigrade
tıpış tıpış yürüyen çocuk
toddler
uygun adım yürüyen kimse
marcher
yürü
saunter
zarif bir şekilde yürüyen
sashaying
çalım satarak yürüyen
strutting
önüne bakmadan yürüyen kimse
jaywalker
التركية - التركية
maşi
yürüyen merdiven
Basamakları sürekli olarak dönen bir düzenek üzerine yerleştirilmiş, elektrikle çalışan merdiven
Yürüyen merdiven
eskalatör
Yürüyenler
(Osmanlı Dönemi) DEVABB
yürüyen
المفضلات