The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
- Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
- İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
- Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
The river's water level has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The level of water in the river has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The rising sun seen from the top was beautiful.
- Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
- Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.