The costs kept rising.
- Maliyetler yükselmeye devam etti.
Whoever you vote for, prices will go on rising.
- Kime oy verirsen ver, fiyatlar yükselmeye devam edecek.
The world's population tends to increase.
- Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.
The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
- Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
- Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
I deserve that raise.
- O yükselmeyi hak ediyorum.
The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
- Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
Prices are about to go up again.
- Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.
Fees are about to go up.
- Ücretler yükselmek üzere.
The yen rose to the dollar.
- Yen dolar karşısında yükseldi.
The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
- Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The level of water in the river has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The exchange rate for the yen against the dollar has risen.
- Yen için döviz kuru dolar karşısında yükseldi.
The rising sun seen from the top was beautiful.
- Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
The sun is rising now.
- Güneş şimdi yükseliyor.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.
Prices are about to go up again.
- Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.