yüksek yerlerde

listen to the pronunciation of yüksek yerlerde
التركية - الإنجليزية
high places
positions of power and influence
yüksek yer
{i} high

It must be nice to have friends in high places. - Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.

Snow prevented the transport in high places of the country. - Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

yüksek yer
upland
yüksek yer
perch
yüksek yer
height
yüksek yer
high place

I still have friends in high places. - Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.

Tom has friends in high places. - Tom'un yüksek yerlerde arkadaşları var.

yüksek yer
altitudes
yüksek yer
eminencecy
التركية - التركية

تعريف yüksek yerlerde في التركية التركية القاموس.

Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) ZAHR
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) UFAZE
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) METN
Yüksek yer
dümbi
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) SAMD
Yüksek yer
ria
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) VAK'
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) MÜTEBAREK
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) YEFA'
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) NECD
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) KUFFE
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) KUFF
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) FER'A
Yüksek yer
(Osmanlı Dönemi) ARF
yüksek yerlerde
المفضلات