yöntemsiz

listen to the pronunciation of yöntemsiz
التركية - الإنجليزية
not done methodically, unmethodical, methodless, unsystematic, systemless
unmethodical
yöntem
method

A check is a method of paying money to somebody. - Çek birine para ödeme yöntemidir.

He adopted the new method. - O, yeni yöntemi benimsedi.

yöntem
{i} procedure

I explained the procedure to him. - Yöntemi ona açıkladım.

You will save time if you adopt this new procedure. - Bu yeni yöntemi benimserseniz zaman kazanırsınız.

yöntem
way

We'll stay out of your way. - Biz senin yönteminin dışında kalacağız.

The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things. - Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.

yöntem
the way

Only a thief knows the ways of a thief. - Bir hırsızın yöntemini sadece bir hırsız bilir.

You know this isn't the way we should be doing this. - Bunu yapmamız gereken yöntemin bu olmadığını biliyorsun.

yöntem
line
yöntem
system

I prefer a systematic method. - Ben sistematik bir yöntemi tercih ederim.

yöntem
device
yöntem
(Latin) modus operandi
yöntem
modus
yöntem
{i} technique

Tom tried a few different techniques. - Tom birkaç farklı yöntem denedi.

Evil comes not from technique, but from those who abuse it. - Kötülük yöntemden gelmez ama onu kötüye kullanandan gelir.

yöntem
{i} form

It's a form of rebellion. - Bu bir başkaldırı yöntemidir.

yöntem
deal
yöntem
{i} order

In order to overcome the data gap, I developed a simple methodology. - Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.

yöntem
mean
yöntem
manner
yöntem
(Ticaret) approach
yöntem
tactic
yöntem
rule
yöntem
(Tıp) methode
yöntem
recipe
yöntem
means
yöntem
(Ticaret) law
yöntem
mechanism
yöntem
technics
yöntem
process

The best solution can only be found by a process of trial and error. - En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.

yöntem
principle

The principle of this textbook is based on the communicative method. - Bu ders kitabının ilkesi iletişimsel yönteme dayanmaktadır.

yöntem
principles
yöntem
modality
yöntem
{i} wise
yolsuz yöntemsiz
not done according to the rules, not done in the proper way
yöntem
rite
yöntem
proceeding
yöntem
practice

You should seek a teacher and learn the method of spiritual practice that is best for you. - Bir öğretmen aramalısın ve sizin için en iyi olan ruhsal uygulama yöntemini öğrenmelisin.

yöntem
cast
yöntem
method , methodology
yöntem
method, procedure, system
yöntem
mode

Modern methods improved industry. - Modern yöntemler sanayiyi geliştirdi.

Modern methods have pushed industry forward. - Modern yöntemler endüstriyi ilerletti.

yöntem
(Hukuk) method, process
yöntem
how

That's how you do it. - Bunu yapma yöntemin bu.

I handled the problem the only way I knew how. - Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.

yöntem
tack

I may have to change tack. - Farklı bir yöntem uygulamak zorunda olabilirim.

yöntem
method, process metot
yöntem
gateway
yöntem
technic
yöntem
art
yöntem
(Nükleer Bilimler) route
yöntem
course
yöntemsiz
المفضلات