A check is a method of paying money to somebody.
- Çek birine para ödeme yöntemidir.
He adopted the new method.
- O, yeni yöntemi benimsedi.
I explained the procedure to him.
- Yöntemi ona açıkladım.
You will save time if you adopt this new procedure.
- Bu yeni yöntemi benimserseniz zaman kazanırsınız.
We'll stay out of your way.
- Biz senin yönteminin dışında kalacağız.
The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things.
- Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.
Only a thief knows the ways of a thief.
- Bir hırsızın yöntemini sadece bir hırsız bilir.
You know this isn't the way we should be doing this.
- Bunu yapmamız gereken yöntemin bu olmadığını biliyorsun.
I prefer a systematic method.
- Ben sistematik bir yöntemi tercih ederim.
Tom tried a few different techniques.
- Tom birkaç farklı yöntem denedi.
Evil comes not from technique, but from those who abuse it.
- Kötülük yöntemden gelmez ama onu kötüye kullanandan gelir.
It's a form of rebellion.
- Bu bir başkaldırı yöntemidir.
In order to overcome the data gap, I developed a simple methodology.
- Veri açığının üstesinden gelmek için, basit bir yöntem geliştirdim.
The best solution can only be found by a process of trial and error.
- En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
The principle of this textbook is based on the communicative method.
- Bu ders kitabının ilkesi iletişimsel yönteme dayanmaktadır.
You should seek a teacher and learn the method of spiritual practice that is best for you.
- Bir öğretmen aramalısın ve sizin için en iyi olan ruhsal uygulama yöntemini öğrenmelisin.
Modern methods improved industry.
- Modern yöntemler sanayiyi geliştirdi.
Modern methods have pushed industry forward.
- Modern yöntemler endüstriyi ilerletti.
That's how you do it.
- Bunu yapma yöntemin bu.
I handled the problem the only way I knew how.
- Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.
I may have to change tack.
- Farklı bir yöntem uygulamak zorunda olabilirim.