yöneticisiz

listen to the pronunciation of yöneticisiz
التركية - الإنجليزية
rudderless
Without a rudder. unsteerable, without guidance
{s} lacking a rudder (about a ship or airplane)
A country or a person that is rudderless does not have a clear aim or a strong leader to follow. The country was politically rudderless for almost three months. without someone to lead you or give you an aim or direction
aimlessly drifting
Without a rudder
yönetici
director

The actor had a dispute with his director. - Aktörün yönetici ile bir anlaşmazlığı vardı.

They appointed him as a director. - Onlar onu bir yönetici olarak atadılar.

yönetici
executive

Tom is a big railroad executive. - Tom büyük bir demiryolu yöneticisi.

One must be an executive in some company. - Bir şirkette bir yönetici olmalıdır.

yönetici
administrator

The data collected in Tyrel's research is of great value both to administrators and to educators. - Tyrel'in araştırmasında toplanan bilgi hem yöneticiler hem de eğitimciler için çok değerlidir.

He's a talented administrator. - O yetenekli bir yöneticidir.

yönetici
manager

Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you. - Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.

He made a favorable impression on his bank manager. - O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.

yöneticisiz dönem
interregna
yöneticisiz dönem
interregnal
yöneticisiz dönem
interregnum
yöneticisiz dönem
interreign
yönetici
supervisor

The supervisor bought a really fast machine. - Yönetici gerçekten hızlı bir makine satın aldı.

The supervisor bought a really powerful machine. - Yönetici gerçekten güçlü bir makine satın aldı.

yönetici
governor
yönetici
(Bilgisayar) admin

I'm Tom's administrative assistant. - Tom'un yönetici asistanıyım.

You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator. - Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.

yönetici
caretaker

The accident was due to the negligence of the caretaker. - Kaza yönetici ihmali yüzündendi.

yönetici
chairman
yönetici
helmsman
yönetici
(Bilgisayar) admins
yönetici
business manager

No, he's our business manager. - Hayır, o bizim işletme yöneticimiz.

yönetici
(Dilbilim) governing item
yönetici
(Bilgisayar) administer
yönetici
gerent
yönetici
(Bilgisayar) host
yönetici
superintendent
yönetici
principal
yönetici
business leader
yönetici
helm
yönetici
customer service
yönetici
administratori manager
yönetici
overseer
yönetici
director, administrator, manager, superintendent, ruler
yönetici
controller
yönetici
headsman
yönetici
headman
yönetici
boss
yönetici
(Hukuk) administrator, manager
yönetici
head

He's the head of the marketing department. - O, pazarlama bölümünün yöneticisidir.

yönetici
intendant
yönetici
ruler

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

We are your new rulers. - Biz sizin yeni yöneticileriniziz.

yönetici
{i} master
التركية - التركية

تعريف yöneticisiz في التركية التركية القاموس.

Yönetici
menajer
Yönetici
idareci
yönetici
Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci: "Yönetici ya bir kral, padişah, sultan veya seçimle gelen parlamentodur."- C. Bayar
yönetici
Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci
yönetici
Bir spor dalında takımların hazırlanması, oyuncunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapılacak karşılaşmaların planlanması gibi işlerle ilgilenen kimse
yöneticisiz
المفضلات