yöneticiler

listen to the pronunciation of yöneticiler
التركية - الإنجليزية
ins
executives

Senior executives spend a lot of time training their subordinates. - Üst düzey yöneticiler astlarına eğitim vermek için çok zaman harcıyorlar.

We sat face to face with executives. - Yöneticilerle karşılıklı oturduk.

(Ticaret) directors
administrators

The data collected in Tyrel's research is of great value both to administrators and to educators. - Tyrel'in araştırmasında toplanan bilgi hem yöneticiler hem de eğitimciler için çok değerlidir.

yönetici
director

The actor had a dispute with his director. - Aktörün yönetici ile bir anlaşmazlığı vardı.

They appointed him as a director. - Onlar onu bir yönetici olarak atadılar.

yönetici
executive

I got acquainted with the chief executive. - Baş yönetici ile tanıştım.

One must be an executive in some company. - Bir şirkette bir yönetici olmalıdır.

yönetici
administrator

You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator. - Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.

Tom is an office administrator at an electronics company. - Tom bir elektronik firmasında bir ofis yöneticisidir.

yönetici
manager

He made a favorable impression on his bank manager. - O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.

I should like to speak to the manager. - Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.

yönetici
supervisor

The supervisor bought a really fast machine. - Yönetici gerçekten hızlı bir makine satın aldı.

The supervisor bought a really powerful machine. - Yönetici gerçekten güçlü bir makine satın aldı.

yönetici
governor
yönetici
(Bilgisayar) admin

I'm Tom's administrative assistant. - Tom'un yönetici asistanıyım.

The data collected in Tyrel's research is of great value both to administrators and to educators. - Tyrel'in araştırmasında toplanan bilgi hem yöneticiler hem de eğitimciler için çok değerlidir.

yönetici
caretaker

The accident was due to the negligence of the caretaker. - Kaza yönetici ihmali yüzündendi.

yönetici
chairman
yönetici
helmsman
yönetici
(Bilgisayar) admins
yönetici
business manager

No, he's our business manager. - Hayır, o bizim işletme yöneticimiz.

yönetici
(Dilbilim) governing item
yönetici
(Bilgisayar) administer
yönetici
gerent
yönetici
(Bilgisayar) host
yönetici
superintendent
yönetici
principal
yönetici
business leader
yönetici
helm
yönetici
customer service
denetleyici yöneticiler
(Ticaret) supervisory management
son kullanıcılar ve yöneticiler için on-line istibarat sistemi topluluğu
(Askeri) community on-line intelligence system for end-users and managers
yönetici
administratori manager
yönetici
overseer
yönetici
director, administrator, manager, superintendent, ruler
yönetici
controller
yönetici
headsman
yönetici
headman
yönetici
boss
yönetici
(Hukuk) administrator, manager
yönetici
head

He's the head of the marketing department. - O, pazarlama bölümünün yöneticisidir.

yönetici
intendant
yönetici
ruler

We are your new rulers. - Biz sizin yeni yöneticileriniziz.

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

yönetici
{i} master
التركية - التركية

تعريف yöneticiler في التركية التركية القاموس.

Yönetici
menajer
Yönetici
idareci
yönetici
Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci: "Yönetici ya bir kral, padişah, sultan veya seçimle gelen parlamentodur."- C. Bayar
yönetici
Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci
yönetici
Bir spor dalında takımların hazırlanması, oyuncunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapılacak karşılaşmaların planlanması gibi işlerle ilgilenen kimse
yöneticiler
المفضلات