Her zaman mutlu olman, senin için en büyük dileğimdir benim.
- Dass du immer glücklich bist, ist mein größter Wunsch für dich.
Her zaman mutlu olman, senin için en büyük dileğimdir benim .
- Dass du immer glücklich bist, das ist mein größter Wunsch für dich.
Irgendwann werden meine Wunsche erfüllt!
(Bir gün dileklerim gerçekleşecek!).
Ben kısa bir ara rica etmek istiyorum.
- I would like to request a short recess.
Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
- Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.
Bu bir istek mi yoksa bir emir mi?
- Is that a request or an order?
Bu sıra dışı bir istek.
- That's an unusual request.
Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
- Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.
Siyasi sığınma talep ediyorum.
- I'm requesting political asylum.
Bu konuyla ilgili rican kabul edildi.
- Your request of this matter has been accepted.
Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.
- The girl's parents agreed to her request.
Emirlerime uymanı istemeliyim.
- I must request you to obey my orders.
İstemiş olduğunuz gibi, yeni çekilmiş bir vesikalık fotoğrafımı ekledim.
- As you requested, I have attached a recent passport-sized photograph.
The afflicted requested that he look upon them and lay his hands upon their heads.
- Die Leidenden wünschten, dass er sie anschauen und seine Hände auf ihre Köpfe legen möge.
On request, we will send you the programme for a token fee of €1 plus shipping.
- Auf Wunsch senden wir Ihnen das Programm gegen eine Schutzgebühr von 1 € zuzüglich Versand zu.
Tom has no desire to learn how to speak French.
- Tom hat nicht den Wunsch, Französisch sprechen zu lernen.
My desire to become a doctor grew out of looking after my sickly brother.
- Mein Wunsch, Arzt zu werden, entstand, als ich mich um meinen kränkelnden Bruder kümmerte.