Tahtada yazılı olan benim adımdı.
- Written on the blackboard was my name.
Soyadın nasıl yazılıyor?
- How is your surname written?
Benim konuşmalarımın hepsi başkaları tarafından yazılmaktadır.
- My speeches are all written by other people.
Onun doktora tezi İngilizce yazılmak zorunda.
- Her PhD thesis has to be written in English.
Bütün cevaplar talimatlara göre yazılmalıdır.
- All answers must be written according to the instructions.
Söz uçar, yazı kalır.
- Words fly away, the written remains.
Orijinali bir ders kitabı olarak yazılmıştır.
- The original was written as a school textbook.
İngilizce yazılmış bir kitap okudu.
- He read a book written in English.