تعريف wortlaut في الإنجليزية التركية القاموس.
- text
- metin
Az önce Tom'dan bir metin aldım.
- I just got a text from Tom.
Tom bana ilginç bir metin gönderdi.
- Tom sent me an interesting text.
- wording
- {i} üslup
O üslup bana oldukça garip görünüyor.
- That wording sounds rather strange to me.
- text
- (Bilgisayar) metneçevir
- wording
- konuşarak
- text
- konu
Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.
- Taro ordered some English conversation textbooks from London.
Bu kitapta o kadar çok konu yok.
- There's not so much text in this book.
- text
- parça
- text
- tekst
Bangladeş'te bir tekstil fabrikası çöktüğünde 1000 işçiden daha fazlası öldü.
- More than a 1000 workers died when a textile factory collapsed in Bangladesh.
Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- Valentina's mother worked in a textile plant.
- text
- İncil'de ayet
- wording
- ifade etmekte seçilen sözcükler
- text
- (Askeri) METİN: Bir haberde, gönderen makamın bildirmek istediği bilgiyi teşkil eden kısım. Ayrıca bak "plain text, encrypted text"
- text
- {i} İncil'den kısa bölüm
- text
- (Dilbilim) SÖZ(Söylem çözümlemesi)İletişimsel amacı olan ve bir bağlam içinde bulunan herhangi bir söz, ses, görsel vs. Bağlama bir söz (text) ile müdahil olabiliriz ve sözü(text) kullanarak iletişiriz.METİN (METİN DİLBİLİM)İletişimsel bir amacı bulunan, içerik biçim özellikleri ve metinsellik kriterleri ile değerlendirilebilen yazılı/sözlü dil bütünü
- text
- Cep telefonu ile kısa mesaj yollamak
- text
- incilden kısa bölüm
- wording
- {i} ifade tarzı
Düşünmek zorundayım. Başka bir ifade tarzı bulmayı deneyeceğim.
- I have to think about it. I'll try to find another wording.
- text
- {i} yazının aslı
- wording
- {i} ifade; ifade tarzı