worried; interested, involved in something

listen to the pronunciation of worried; interested, involved in something
الإنجليزية - التركية

تعريف worried; interested, involved in something في الإنجليزية التركية القاموس.

concerned
endişeli

Senin hakkında endişeliyiz. - We're concerned about you.

Ne hakkında endişelisin? - What are you concerned about?

concerned
{s} ilgili

Neden bu kadar ilgilisin? - Why are you so concerned?

O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır. - He is concerned about his father's illness.

concerned
{s} ilgilenen
concerned
alâkalı
concerned
ilişki
concerned
merak etmek
concerned
ilgili/kaygılı
concerned
ilişkili
concerned
be concerned for veya about endişe duymak
concerned
{f} ilgilen

Adam bu proje ile ilgilenmiyor. - The man is not concerned in this project.

Zaman geçerken, insanlar konuyla gittikçe daha az ilgilendiler. - As time went on, people grew less and less concerned about the matter.

concerned
x kaygılandır/ilgilendir
concerned
kaygılı

İnsanlar ırksal sorunlar hakkında kaygılılar. - People are concerned about racial problems.

Herkes kaygılı ve endişeli. - Everyone is concerned and worried.

concerned
{s} endişeli, düşünceli
concerned
{s} meşgul
concerned
{s} ilgili, alakalı
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} concerned