Başarımı iş yerimde saat bulundurmamam gerçeğine borçluyum.
- I owe my success to the fact that I've never had a clock in my workplace.
O iş yerindeki atmosfer çok kapsayıcı değil.
- The atmosphere in that workplace is not very inclusive.
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
- Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
- How would you describe the culture of your workplace?
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
- Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
Sami ve Leyla'nın karşılaşmaları işyerleri ile sınırlıydı.
- Sami and Layla's encounters were limited to their workplace.
He signed a workplace agreement.
... on how women succeed in the workplace. For example, their healthcare. You know a major ...
... apply in the workplace. ...