Parkın her yanı ağaçlık.
- The park is well wooded.
Parkın her yanı ağaçlık.
- The park is well wooded.
Bu, yoğun ormanlık bir alandır.
- This is a heavily wooded area.
Masa ahşaptan yapılmıştır.
- The desk is made of wood.
O ahşaptan mı yoksa metalden mi yapılmıştır?
- Is it made of wood or metal?
Bu tahta bir masadır.
- This is a wooden table.
Benim bir tahta tarağım var.
- I have a wooden comb.
Tom yakmak için odun yardı.
- Tom chopped wood for the fire.
Tom odun kırarken, siz beyler ne yapıyordunuz?
- What were you guys doing while Tom was chopping wood?
Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
- The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
Parkın her yanı ağaçlık.
- The park is well wooded.
Kağıt ağaçtan yapılır.
- Paper is made from wood.
Bu masa tahtadan yapılmıştır.
- This table is made from wood.
Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.
- A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.
Tom yosunlu, çürümüş keresteleri temizledi.
- Tom cleared away the mossy, rotten wood.
O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor.
- He is buying some wood so that he can make a bookcase.
Parkın her yanı ağaçlık.
- The park is well wooded.
That girl at the strip club gave me wood.
He got lost in the woods beyond Seattle.
Teak is much used for outdoor benches, but a number of other woods are also suitable, such as ipé, redwood, etc.
Is it made of wood or metal?
- Is this made out of wood or metal?