wodurch (relativ)

listen to the pronunciation of wodurch (relativ)
الإنجليزية - التركية

تعريف wodurch (relativ) في الإنجليزية التركية القاموس.

which
{s} hangi: Which dictionary do you want? Hangi sözlüğü istiyorsun? Which ones did you select? Hangilerini seçtiniz? Which trees did they cut
which
(sıfat) hangi
by which
ki içinde
which
ki
whereby
vasıtasıyle
whereby
onunla
which
ki ona
which
ki onu

Babam okumaya o kadar düşkündür ki onun kitap açmadığı bir gün geçmez. - My grandfather is so fond of reading that not a day passes in which he doesn't open a book.

Benim işim seni affetmektir, ki onu yaparım. - My job is to forgive you, which I do.

whereby
sayesinde
whereby
ki onun sayesinde
whereby
ki bu şekilde
which
ve bu

Brezilya eyaletlere bölünmüştür ve bunlar sırasıyla belediyelere bölünmüştür - Brazil is partitioned into states, which in turn are partitioned into municipalities.

Lüksemburg Büyük Dükalığı 563.000 nüfusa sahiptir ve bunların %46'sı yabancıdır. - The Grand-Duchy of Luxembourg has a population of 563,000 of which 46% are foreigners.

which
kaçıncı
which
ki o

Bir dilin sahip olduğu kelimelerin sayısı sonludur, ama cümlelerin sayısı sonsuzdur, ki o oldukça ilginçtir. Sayısız cümle yapabilirsiniz. - The number of words that a language has is finite but the number of sentences is infinite, which is quite interesting. You can make countless numbers of sentences.

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi. - Frustrated with the European languages, which he considered too boring, Christopher Columbus invented Columbian, a language so complicated that only he could speak it.

which
hangisi

Bestecilerden hangisini en çok seviyorsun? - Which of the composers do you like best?

Favori takımınız hangisidir? - Which is your favorite team?

which
ki bu

Adam bana kim olduğumu sordu. Ki bu soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmedim. - The man asked me who I was, to which question I did not think it necessary to answer.

Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk. - To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.

whereby
bağ. onunla, onun vasıtasıyla (Sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur.): This is a plan whereby we can reduce inflation. Bu
whereby
vasıtasıyla
whereby
mademki
ألمانية - الإنجليزية
by which
which
whereby