witness; evidence; proof of some fact

listen to the pronunciation of witness; evidence; proof of some fact
الإنجليزية - التركية

تعريف witness; evidence; proof of some fact في الإنجليزية التركية القاموس.

testimony
tanıklık

O güçlü bir tanıklık yaptı. - He gave a powerful testimony.

testimony
{i} şahitlik
testimony
{i} şahadet
testimony
kanıt/ifade
testimony
ifade

Sami'nin ifadesi güçlüydü. - Sami's testimony was powerful.

Tom ifadesini geri aldı. - Tom recanted his testimony.

testimony
ispat
testimony
{i} kanıt, delil
testimony
{i} ifade verme
testimony
{i} vahiy
testimony
leh veya aleyhte tanıtlama
الإنجليزية - الإنجليزية
testimony
witness; evidence; proof of some fact
المفضلات