Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
- You can easily identify Tom because he is very tall.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.