Şüphesiz haberi duydun.
- Doubtless you have heard the news.
Şüphesiz onun yokluğunun farkındasın.
- You are doubtless aware of his absence.
Onun öldürüldüğü kuşkusuz.
- It is doubtless that he was murdered.
O kuşkusuz geç kalacak.
- He will doubtless be late.
Hiç şüphesiz, büyüleyici bir andı bu.
- That was without doubt a magical moment.
O şüphesiz Japonya'daki en başarılı iş adamlarından biridir.
- He is without doubt one of the most successful businessmen in Japan.
O kuşkusuz dünyadaki en başarılı yönetmen.
- He is without doubt the most successful movie director in the world.