Rüzgar o kadar güçlüydü ki Mary'nin şemsiyesini tersyüz etti.
- The wind was so strong it blew Mary's umbrella inside out.
Tom çoraplarını tersyüz giymişti.
- Tom had his socks on inside out.
Gömleğinin içi dışına dönmüş.
- Your shirt's on inside out.
I now realise that I have my shirt on inside out.