Yanımda çok fazla nakit taşımam.
- I don't carry much cash with me.
Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- I had an umbrella with me but my friend did not.
Bunun üzerine Tom'a yardım edemeyiz.
- We can't help Tom with that.
Eğer istiyorsan bizimle birlikte gelebilirsin.
- Come along with us if you like.
Bizimle gelmek ister misiniz?
- Do you want to come with us?
Endişelenme. Ben seninle kalacağım.
- Don't worry. I'll stay with you.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Onunla sinemaya gitmeye çekindim.
- I hesitated to go to the movie with him.
Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.
- Many conservative Americans agreed with him.
Mağazaya benimle gelecek misin?
- Will you come with me to the store?
Benimle dans etmek ister misin?
- Would you like to dance with me?
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Ben sizinle birlikte gitmek için hazırım.
- I am ready to go with you.
Bununla ilgili bir sorun görmüyorum.
- I don't see a problem with this.
Tom bununla birlikte uzaklaşmayacaktır.
- Tom won't get away with this.
Jack is sick today and doesn't really seem with it.
... DAVID BECKHAM: Her wardrobe is ridiculous already. ...
... She said over the years that I wore her underwear, for some ...