Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.
- Any day will do except Monday.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- I work every day except for Sundays.
Geçen hafta ayrıldığından başka bir şey bilmiyorum.
- I know nothing except that she left last week.
Tom'un sonuçları kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
- Tom had no choice except to accept the consequences.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
- I would buy this watch, except it's too expensive.