Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- She listened very carefully when I praised her son.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.