Sadece sana şans dilemek için uğradım.
- I just stopped by to wish you luck.
Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız.
- The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.
Onunla evlenmeyi arzu etti.
- He wished to marry her.
O, sana en iyi dileklerini gönderdi.
- She sent you her best wishes.
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
Sen uçabildiğini temenni etmez misin?
- Don't you wish you could fly?
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
- She cremated him against his wishes.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Dileğinin gerçekleşeceğini umuyorum.
- I hope your wish will come true.
Benim dileğim İsviçre'ye gitmektir.
- My wish is to go to Switzerland.
I wish to complain.
Mr. White took the paw from his pocket and eyed it dubiously. I don't know what to wish for, and that's a fact, he said slowly. It seems to me I've got all I want..