Sana iyi şans dilemek için geldim.
- I came to wish you good luck.
Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım.
- I forced him into complying with my wish.
Onunla evlenmeyi arzu etti.
- He wished to marry her.
Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
- All the best wishes on this wonderful day.
Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?
- Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?
Sen uçabildiğini temenni etmez misin?
- Don't you wish you could fly?
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
Senin isteklerini karşılamaya çalışacağım.
- I'll try to meet your wishes.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
Benim dileğim İsviçre'ye gitmektir.
- My wish is to go to Switzerland.
Dileğiniz gerçekleşti mi?
- Did you get your wish?
I wish to complain.
Mr. White took the paw from his pocket and eyed it dubiously. I don't know what to wish for, and that's a fact, he said slowly. It seems to me I've got all I want..
... the children who are not receiving any kind of nutrition wish to relation ...