Lütfen ıslık çalmaktan vazgeç.
- Please stop whistling.
Tom mutlu bir melodiyle ıslık çalmaya başladı.
- Tom started whistling a happy tune.
Lütfen ıslık çalmaktan vazgeç.
- Please stop whistling.
Tom dışarıda birinin ıslık çaldığını duydu.
- Tom heard someone whistling outside.
Tom ıslık çalarak yolda yürüdü.
- Tom walked down the path, whistling a tune.
Tom dışarıda birinin ıslık çaldığını duydu.
- Tom heard someone whistling outside.
Bumerang havada ıslık çalarak fırlatıldı.
- The boomerang hurtled whistling through the air.
Tom ıslık çalarak yolda yürüdü.
- Tom walked down the path, whistling a tune.
Tom bir düdük çıkardı ve onu üfledi.
- Tom pulled out a whistle and blew it.
Polis arabanın durması için düdük çaldı.
- The policeman whistled for the car to stop.
Tom nehir boyunca yürürken bir melodiyi ıslıkla çaldı.
- Tom whistled a tune as he walked along the river.
Birinin ıslık çaldığını duydum.
- I heard someone whistle.
Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.
- On hearing the whistle, they started at full speed.
Birinin ıslık çaldığını duydum.
- I heard someone whistle.
O köpeği için ıslık çaldı.
- He whistled for his dog.
A bullet whistled past.
We soldiers changed into our No.1 dress uniforms, Sid into his best whistle and we set off for the church.
... sun-dried whistling in looking at pornographic calendars broadly speaking ...