whilst

listen to the pronunciation of whilst
الإنجليزية - التركية
rağmen
süresince
iken
irken
sırasında
zaman
- iken
oysa
(bağlaç) iken, irken, sırasında, zaman, süresince, dığı halde, rağmen, oysa
bağ., İng., bak. while 2
dığı halde
conj. iken
-ırken
-iken
while
sırasında

Kamp gezisi sırasında, Tom dizanteri oldu. - While on the camping trip, Tom got dysentery.

Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır. - There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.

while
iken

Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi. - He developed his English skill while he was in America.

Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur. - One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword.

while
olduğu halde
whilst not being seen or observed
ederken görülüyor ya da gözlenen
whilst squeaking
gıcırdıyor iken
while
irken
while
karşın

Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum. - While I understand what you are saying, I cannot do accordingly.

Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir. - While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.

while
oysa
while
halbuki
while
rağmen

İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır. - While he likes English, he is weak in mathematics.

while
aynı zamanda
while
conj. iken
while
(bağlaç) iken, olduğu halde, irken, sırasında, karşın, rağmen, oysa, halbuki
while
ıf.iken: prep.sırasında
while
zaman

Müzik dinlediğim zaman sık sık çalışırım. - I often study while listening to music.

O her zaman sigara içmeye devam etti. - He kept smoking all the while.

while
esnasında

Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın. - Please do not talk to the driver while he's driving.

while
-e karşın
while
-e rağmen
while
hazır

Ben yatakta hasta iken benim için yemekler hazırladığın için sana teşekkür ederim. - Thank you for preparing meals for me while I was sick in bed.

Peter, Nancy bir süre içinde hazır olacaklar. - Peter, Nancy will be ready in while.

while
-mekle birlikte
while
(Bilgisayar) koşul
while
süresince
while
olmakla beraber
while
-diği halde
while
-ken
while
süre

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek. - It's so muggy; I think it will thunder in a short while.

Soruyu bir süre düşünüp taşındı. - She pondered the question for a while.

while
-iken
while
gelirken

Eve gelirken onunla karşılaştım. - I met him while I was coming home.

Eve gelirken onu gördüm fakat o beni görmemiş gibi davrandı. - While I was coming home I saw him, but he pretended that he hadn't seen me.

while
while boşa geçir
while
kadar

Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk. - We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.

Bir öğrenciyken okuyabildiğin kadar çok kitap oku. - Read as many books as you can while you are a student.

while
iken, -ken: While he was in Antalya, Hülya stayed with her mother. O Antalya'dayken Hülya annesinde kaldı. Every morning while running
while
bağ

O dükkana giderken köpeğini ağaca bağladı - He tied his dog up to the tree while he went into the store.

Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi. - We were cut off while talking on the telephone.

while
bazen

Bazen yeni şeyleri denemek iyidir. - It's good to try new things once in a while.

while
kısa süre

Kısa süre içinde seni aramadığım için üzgünüm. - I'm sorry I haven't called you in a while.

Tom kısa sürede ziyaret edecek. - Tom is coming over in a little while.

while
{i} müddet, süre: She listened to them for a while, but then she got bored. Onları bir müddet dinledi, fakat sonra sıkılmaya başladı. You've
while
ara sıra

Ara sıra ondan haber alırım. - I hear from him once in a while.

Ara sıra tenis oynarım. - I play tennis once in a while.

while
away geçirmek
while
be worth while zahmetine değmek
while
the while o esnada
while
between whiles zaman zaman
while
vakit

Bu gerçekten biraz vakit alacak. - It's just going to take a while.

Bir süredir gerçekten birbirimizle vakit geçirmedik. - We haven't really spent time with each other for a while.

الإنجليزية - الإنجليزية
While, at the same time
{a} as long, as long as
While
conj. while, during; as long as; although
Whilst means the same as the conjunction while. While. while
while
To pass time idly
while
although

This case, while interesting, is a bit frustrating.

while
A certain duration of time, a period of time

He lectured for quite a long while.

while
until

I'll wait while you've finished painting.

while
conj. during, at the same time as; as long as; despite; if
while
{n} time, a space of time
while
{v} to loiter
while
{a} as long, as long as
While
whiles
While
whilom
while
Until; till
while
a period of indeterminate length (usually short) marked by some action or condition; "he was here for a little while"; "I need to rest for a piece"; "a spell of good weather"; "a patch of bad weather"
while
That which requires time; labor; pains
while
Space of time, or continued duration, esp
while
During the same time that
while
To cause to pass away pleasantly or without irksomeness or disgust; to spend or pass; usually followed by away
while
when short; a time; as, one while we thought him innocent
while
During the time that; as long as; whilst; at the same time that; as, while I write, you sleep
while
C++ keyword used to declare an iteration statement
while
{i} time; period of time; short time; few moments; effort
while
{e} until (Archaic)
while
avoid using while to mean although or whereas It means at the same time that
while
A Java(TM) programming language keyword used to declare a loop that iterates a block of statements The loop`s exit condition is specified as part of the while statement
while
{f} spend time; pass time
while
Hence, under which circumstances; in which case; though; whereas
whilst

    التركية النطق

    waylst

    النطق

    /ˈwīlst/ /ˈwaɪlst/

    علم أصول الكلمات

    () From whiles while, confer amongst and amidst.
المفضلات