O nereye giderse kaybolur.
- He gets lost wherever he goes.
Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.
- There are roads and freeways wherever you go in America.
Tom nerede isterse yiyebilir.
- Tom may eat wherever he wants to.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Her nereye istersen gidebilirsin.
- You can go wherever you want to go.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Her nereye istersen gidebilirsin.
- You can go wherever you want to go.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.
- We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.
Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.
- We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.