Şimdi nereye gidiyorlar?
- Where are they going to right now?
Ona nereye gittiğini sordum.
- I asked him where he was going.
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Demiryolu istasyonu nerede?
- Where is the railroad station?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
- Please tell me where you will live.
Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.
- We anticipated where the enemy would attack.
George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?
- Do you know where George bought his tennis racket?
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Hani küçük prensesim?
- Where's my little princess?
Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır.
- There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.
- Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Tom altın paralarını koyduğu yerin mükemmel saklama yeri olduğunu düşünüyordu. Fakat, yanılıyordu.
- Tom thought where he put his gold coins was the perfect hiding place. However, he was wrong.
Bu şarkıyı dinlediğim zaman büyüdüğüm yeri düşünüyorum.
- When I hear that song, I think about the place where I grew up.
Harita üzerindeki konumumuz neresidir?
- Where is my position on the map?
Müzenin girişi neresi?
- Where is the entrance to the museum?
Bu sıranın sonu neresi?
- Where is the end of this line?
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Where there's smoke there's fire.
Tom Mary'nin yaşadığı yerden uzakta olmayan bir parça arazi aldı.
- Tom bought a piece of land not far from where Mary lives.
Tom, neredesin Seni özlüyoruz!
- Tom, where are you? We miss you!
Tom, Mary burada. Sen neredesin?
- Tom, this is Mary. Where are you?
Tom! Neredesin? Buradayım! Ama burası nerede?
- Tom! Where are you? I'm here! But where is here?
The snowbirds travel where it is warm.
Their job is to go where they are called.
He is looking for a house where he can have a complete office.
Where no provision under this Act is applicable, the case shall be decided in accordance with the customary pratices.
I wonder whether Tom knows where Mary's umbrella is.
- I wonder if Tom knows where Mary's umbrella is.
I wonder whether Tom still remembers where we first met.
- I wonder if Tom still remembers where we first met.